Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve İstanbul Tabip Odası’nın (İTO) davetiyle yüzlerce doktor, Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) Cumhurbaşkanlığı ön seçim adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması üzerine Saraçhane’ye beyaz önlükleriyle bir yürüyüş düzenledi.
Yürüyüşe sıhhat emek-meslek örgütlerinin davetlerinin akabinde diş tabipleri, eczacılar ve sıhhat işçileri de katıldı.
“Demokrasiye ve halk iradesine sahip çıkıyoruz” pankartının açıldığı yürüyüşte “Susma haykır, iradene sahip çık”, “Darbeye geçit vermeyeceğiz”, “Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet”, “Saray’ın tabibi olmayacağız”, “Kurtuluş yok tek başına, ya daima bir arada ya hiçbirimiz” sloganları atıldı. Tabipleri ve sıhhat işçilerini CHP Genel Lider Yardımcısı Dr. Zeliha Aksaz Şahbaz, Bayan Kolları Lideri Dr. Asu Kaya ve İstanbul Vilayet Lideri Özgür Çelik karşıladı.
TTB Merkez Kurulu Lideri Dr. Alpay Azap, basın açıklamasına şu sözlerle başladı:
“Biz doktorlar şunu çok uygun biliyoruz; sağlıktan asla tasarruf olmaz. Fakat şunu da çok güzel biliyoruz; demokrasiden ve özgürlüklerden de asla tasarruf olmaz. Zira demokrasi ve özgürlükler olmadan sıhhat da olmaz, gelecek de olmaz, insan da olmaz. O yüzden bu ülkenin doktorları olarak halkımızın sıhhati için demokrasiye ve özgürlüklere sahip çıkıyoruz” Türkiye’nin 150 yıllık büyük bir birikimi olduğunu, bu birikimde tabiplerin de çok büyük katkısı bulunduğunu söz eden Azap, geçmişteki pek çok dertli devirde olduğu üzere bu düşünce periyodun de tekrar birlikte gayret ile aşılabileceğini kaydetti.
Hekimler Bir Sefer Daha Ülkesine Sahip Çıkmak Zorunda
Azap, kelamlarını şöyle sürdürdü: “Hekimler olarak, sıhhat işçileri olarak, halk olarak yöneticilere sesleniyoruz: Bir an evvel bu yanlıştan dönün. Bu ülke, bu toplum bunu hak etmiyor. Biz onurlu bir ömür istiyoruz. Özgürce yaşayabileceğimiz, özgürce çalışabileceğimiz bir ülke istiyoruz. Gelecek tasası duymak istemiyoruz” 14 Mart Tıp Haftası’nın köklerini 1919’da tıbbiyelilerin bağımsızlık ateşini yakmasından aldığını hatırlatan Azap, doktorların bir kere daha sokakta olmak, seslerini yükseltmek, ülkesine sahip çıkmak zorunda olduğunu lisana getirdi.
İstanbul Tabip Odası Lideri Dr. Osman Küçükosmanoğlu, siyasi rakiplerini ve her türlü toplumsal muhalefeti yargı eliyle yok etmeye, susturmaya çalışan bir iktidar ile karşı karşıya olduklarını söz etti. Seyahat Direnişi’nden tutuklu muhalefet temsilcilerini, milletvekillerini, gazetecileri, sendika yöneticilerini, siyasi parti önderlerini hatırlatan Küçükosmanoğlu, “Bu bir darbedir. Fakat biz bu darbeye geçit vermeyeceğiz. Bugün burada olduğumuz üzere; susmuyoruz, korkmuyoruz, hiçbir yere gitmiyoruz” dedi.
Gözaltı Giriş-Çıkış Muayenelerinde Hukuk ihlali
Ankara Tabip Odası Lideri Dr. Mine Coşkun; gençlerin harekette taşıdığı “Vizeleri boş ver, diploma da garanti değil” pankartına atıfla “Gençlerin umutları kırıldı. Artık anayasal haklarını savunmak için meydanlardalar. Yasaklara, akınlara karşın meydanlardalar” dedi. Coşkun, anayasal ve demokratik haklarını kullanmak isteyenlere yönelik sert polis hücumlarına, bir kimyasal silah olarak biber gazı kullanımına ve gözaltı giriş-çıkış muayenelerindeki hukuk ihlallerine reaksiyon gösterdi.
Bir An Evvel Hukuka Dönülmeli
İstanbul Tabip Odası Temsilciler Kurulu Divanı Lideri Dr. Ali Çerkezoğlu da “Hekimlik, bilim ve akılla yapılabilecek bir meslektir. Ülkemizde gelinen durum bilimsel aklın askıya alındığı bir durumdur. Bu türlü bir ülkede, bu türlü bir sistemde, hekimlik yapılamaz”dedi. Çerkezoğlu bir an evvel üniversal kıymetlerin dikkate alınması, hukuka dönülmesi, demokrasinin işletilmesi daveti yaptı ve doktorların de bu gayeyle misyona hazır olduklarını kelamlarına ekledi. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)
+ There are no comments
Add yours